Prof. Ok’un makalesi “Klinik-Olmayan Bir Müslüman Örnekleminde Dindarlık ile Obsesif-Kompulsif belirtiler arasındaki ilişkiler ve Kişilik Özelliklerinin Rolü” başlığını taşıyor.
Prof. Dr. Ok’un kantitatif çalışması, Boyutsal Obsesyon Kompülsiyon Ölçeği tarafından ölçümlenmiş obsesif-kompulsif bozukluklar ile, Din Tutum Ölçeği ile Din-İslam Ölçeği tarafından ölçümlenmiş dindarlık arasındaki ilişkiyi tespit etmeye çalışırken, Beş Faktör Kişilik Ölçeğine göre ölçümlenmiş kişilik özelliklerinin rolünü belirleme amacı güdüyor.
Araştırma 16-66 yaş aralığındaki klinik-olmayan 298 kişilik bir müslüman örneklem üzerinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ok’un makalesine göre, gerçekleştirilen araştırmanın sonucunda elde edilen veriler, obsesif-kompulsif bozukluk skorları ile dindarlık arasında olumlu bir korelasyon bulunduğunu doğruluyor.
Makaleye göre, nevrotiklik ve sorumluluk duygusu ile hareket etme, obsesif-kompulsif skorun belirlenmesinde etkili olsa da, öz-disiplin gösterme eğilimi ve sorumluluk duygusu ile hareket etme, dindarlık olgusunun açıklanmasında az bir etki yaratıyor. Prof. Dr. Ok makalesinde ortaya konulan bulguların, obsesif-kompulsif bozukluğun anlaşılmasına ve tedavisine olduğu kadar, din eğitmenleri ile dini otoritelerin uygulamalarının geliştirilmesine katkı sağlayacağını belirtiyor.